Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Akıllı Binalar Mı, Ağaçlar Mı Daha Akıllı ve Çevreci?

Akıllı Binalar Mı, Ağaçlar Mı Daha Akıllı ve Çevreci?

Yılların mühendislik birikimiyle, çalışmasıyla yapılan akıllı binalar mı (intelligent building) yoksa görünürde hiçbir emek harcanmadan kendi kendine büyüyen, binlerce yaprağa sahip, binlerce meyve veren ağaçlar mı daha akıllı ve daha çevreci sizce?

Gelin birlikte düşünelim, tefekkür penceresini biraz aralayalım, akıllı binalara ve ağaçlara sakince ve derince bakalım…

Binlerce insana ev ve/veya işyeri olarak konforlu bir yaşam sağlayan akıllı binaların, planlama projeksiyonunda ciddi mühendislik çalışmaları vardır. Profesyonel yöneticileri, elektrik, su ve iklimlendirme sistemlerinin sorunsuz ve aksamadan çalışmasını sağlayan devasa teknik merkezleri, hidrofor, pompa, elektronik ve elektromekanik sistemleri mevcuttur. Her bir noktaya ulaşan tesisat sistemleri ve elektronik yazılımlara sahiptirler.

Sistemlerin büyüklüğüne göre bu sistemleri besleyen ve yöneten tonlarca enerji ve yakıt giderleri ile birlikte yüzlerce çalışanı, mühendisi, yardımcısı, yöneticisi vardır. Harcanan bu giderlere karışlık hizmet verebilmeleri için enerjiye, dıştan yardıma ihtiyaçları olan akıllı binalar, sundukları hizmet karşılığında ürettikleri elektromanyetik dalgalar ile çevreyi kirletiyor, katı, sıvı, gaz atık vb. kirleticiler üretiyorlar.

Yapılan araştırmalara göre akıllı binalarda dikey yükseklik arttıkça bu katlarda yaşayan insanlarda gerilim ve stres artıyor. Bio-plazmik enerji, diğer şekliyle manyetik enerji yani yaşam enerjisi yeryüzünden, derinlerden, topraktan alınıyor. İnsan topraktan uzaklaştıkça bu enerjiden mahrum kalıyor/daha az istifade edebiliyor. Yine Amerika’da yapılan bir araştırmada; akıllı binalarda yaşayan insanların daha çok viziteye çıktığı, hatta katlar yükseldikçe kavga edenlerin sayılarının arttığı tespit edilmiş.

Ayrıca, akıllı binalara ulaşmak, üretmek için büyük miktarlarda akıl ve alın teri dökmek, iyice yatırımlar yapmak gerekiyor değil mi?

Akıllı binaların evrenin, şehrin güzelliğine, estetiğine, doğaya, insana kattıkları pek çok zaman tartışılır. Ağaçlar doğayla bütünleşin bir görsel, fiziksel zenginlik katarken pek çok akıllı binanın bu güzelliği bozduğu konusu dillendirilmektedir.  Umarım zaman içerisinde çevreye, doğaya, insan yaratılışına daha uyumlu akıllı binalar tasarlanır.

Akıllı binalar ağaçlar gibi mevsimlere göre değişen kâinat koşullarına göre çok fazla fiziksel değişiklik gösteremezler. Otomasyon sistemleri ile dış hava koşullarına göre sadece işletim sistemlerini değiştirirler.  Evrendeki değişimlere bağlı olarak fiziksel uyum şeklinde imkânları çok kısıtlıdır.

Gelin bir de ağaca bakalım…

Ağaçların öyle muhteşem bir dağıtım sistemleri var ki, ihtiyacı olan su ve besini köklerden gövdeye, oradan bütün dallarına, binlerce meyvesine ve milyonlarca yapraklarının hiçbirini ihmal etmeden, hepsinin ihtiyacını karşılayacak kadar, ne çok, ne az, adilane bir şekilde dağıtıyor.

Hiçbirini ihmal etmiyorlar. Hepsinin ihtiyacını karşılıyorlar, adil davranıyorlar. Bildiğimiz hidrofor, pompa, boru sistemi hiçbiri yok. Topraktan emilen su, mineraller bir mucizevi bir şekilde gövdeden dallara, en uçtaki meyvelere ve her bir yaprağa ulaştırılıyor. Yer çekimine karşı, dışarıdan hiçbir enerji almadan, hiç yakıt harcamadan, herhangi bir pompalama sistemi olmadan bu mucize ağaç nasıl oluyor da yukarılara, metrelerce yüksekliğe su ve besin gönderebiliyor.

Normalde su aşağıdan yukarıya hareket edemez, hep aşağıya akar. Ama ağaçta mucizevi olarak aşağıdan yukarıya hareket var. Pek çok ağaç üzerinde binlerce yaprağı, meyveyi tanıyor, her birisini kolluyor, ihtiyacını gideriyor. Dalındaki herhangi bir elmaya ayrıcalık yapıp onu karpuz kadar beslemiyor, sadece yeteri ve gereği kadar.

Gelin ağaçların yaşama kattıklarına bir göz atalım.

Her bir ağaç, sayısız tür canlı için yaşam kaynağı hem su hem besin hem oksijen kaynağı hem barınak ve aynı zamanda doğal temizleyici.

Her bir ağaç aynı zamanda su kaynağı. Tek tek ağaç yapraklarındaki nemlerin damlamasıyla su kaynakları birikiyor. Damlaya damlaya göl olur atasözünün anlamı sadece para biriktirmek anlamına gelmez yani, gerçekten ırmaklar, göller damlaya damlaya oluşuyor. Biz tabi bunların nasıl oluştuğunu bilmediğimiz için farkedemiyoruz. Şimdi o yeşil alanı bir gölgeliğin ötesinde gerçekten suların biriktiği bir su havzası olarak düşünürsek oraları ortadan kaldırdığımızda bizim ihtiyacımız olan suları da ortadan kaldırıyoruz aslında.

Tek bir elma ağacı ufacık bir toprak alana dikilebilir ve yılda 300kg meyve verir. Ağaçlar, insanlar dışında kuşlar ve hayvanlar içinde gıda deposudur.

Şehir ortamlarında, özellikle meşe ve çınar ağaçları, öncelikle kuş, arı ve karıncalar için mükemmel yuvalar olarak iş görürler, Yapraklı ağaçlardan oluşan bir bölgede 50 kuş türü yaşar.

25 metre boyundaki bir kayın ağacı saatte 1,5 kg. oksijen üretir. 100 yaşındaki bir kayın saatte 40 kişinin çıkardığı karbondioksiti yok eder. 4000 metrekarelik ağaçlık alan, bir yılda 18 kişiye yetecek kadar oksijen üretir.

Yapılan araştırmalara göre bir ağaç 10 klima cihazı kadar serinlik verir.

Suyun az bulunduğu alanlarda, ağaç gölgeleri buharlaşmayı yavaşlatır. Daha yeni ekilmiş bir ağaç bile haftada en fazla 55 litre suya ihtiyaç duyar ve bu suyu yer altı suyu olarak doğaya geri bırakır.

Tepe ve dere kıyılarındaki ağaçlar toprağın yüzey akışını azaltır ve toprağı bir arada tutar. 100 yaşındaki bir kayın yılda 30000 litre su çeker ve erozyonu önler.

İklim değişikliğinin en önemli sebebi, yok edilen yağmur ormanları ve fosil yakıt kullanımı sonucunda ortaya çıkın aşırı miktardaki sera gazıdır. Yeryüzüne güneşten gelen ısı toprak tarafından yansıtıldıktan sonra bu gaz kütlelerinin içerisinde sıkışarak atmosferdeki ısının kalıcı olarak artmasına sebep olur. En çok bilinen sera gazı ise karbondioksittir (CO2). Ağaçlar, karbondioksiti alıp, içerisindeki karbonu emdikten sonra kalan oksijeni atmosfere bırakırlar. 1000 metrekarelik ağaçlık alanın emdiği karbon miktarı, arabanızı 10 000 km. kullandığınızda yaydığınız karbondioksit miktarına eşittir.

Ağaçlar atmosferdeki kötü koku ile amonyak, nitrojen dioksit, sülfür dioksit ve ozon gibi havayı kirleten gazları emer, kabuk ve yaprakları yoluyla havadaki partikülleri filtrelerler.

Ormanlar yazın ısıyı 5-8 derece düşürür, kışın 1-3 derece yükseltir. Nemi sabit tutar. 1 hektar ladin ormanı 32 ton, 1 hektar kayın ormanı 68 ton, 1 hektar çam ormanı ise 40 ton toz emer. Ormanlar, ağaçsız bir alandan 8 kat fazla humus üretir.

Ağaç kökleri toprağın metrelerce altına uzanır ve toprağı bir arada tutar. Yerleşim yerlerine yakın dikilen ağaçlar toprağı tutarak depremin oluşturacağı hasarı azaltır.

Bunların her biri bize ağaçların muhteşem tasarımını göstermektedir.

Ağaçlar bunları niçin yapıyorlar?

Güncellenme Tarihi
  • 28 Mayıs 2023, 00:08
Yazının Adı
Akıllı Binalar Mı, Ağaçlar Mı Daha Akıllı ve Çevreci?