Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Arkasında Pamuk Var Bir Şey Olmaz!

Arkasında Pamuk Var Bir Şey Olmaz!

 

Bir şehrayin zamanıydı Ramazan ayı. Her şehir kendi kimliğine göre süslenir ve Ramazana hazırlanırdı. Her belde onun heyecanıyla yeni kıyafetlerini giyer sahur geceliğini en güzel şekilde kuşanırdı. Her mahalle ve sokak onun meltemiyle temizlenir ve samyelinin sıcaklığıyla yeniden hayat bulurdu.

Bir başkaydı eski Ramazanlar hem de bambaşkaydı o güzel Ramazanlar. Sokak başlarındaki münadiler iftar vakti yaklaşmadan hazırlıklarını yapar ve iftara yakın nidalarını salarlardı aleme.

Her yörenin kendine özgü lezzetleri iftar vaktinde münadilerin ve satıcıların diline pelesenk yerine şeker olurdu.

Sıcak ekmekten tandır ve sobalarda pişen yemeklere çiğ köfteden hamsiye yeşil fasulyeden bulgur pilavına Ramazan şerbetinden meyan köküne dut şerbetinden şalgamına her türlü içeceğinden tatlısına ve tuzlusuna bir Ramazan sofrasını şenlendiren münadilerdi iftarı yakın zamanların yazıcıları.

Hele bir de sahurların davulcuları ayrı ayrı manilerle sokakları şenlendirirdi. Gece şenlenir karanlıklar aydınlığa bırakırdı yerini. Gecesi de çok farksız olmazdı iftarın evvel zamanından.

Ramazan ayının bu şenliği herkeste hürmet ve muhabbet duygularını en üst noktaya taşırdı. Mesela Diyarbekir’de Sur içinde küçe başlarında ve mahalle aralarında bir Ramazan hazırlığı başlayınca Müslim ve gayrimüslim demeden herkes ona hoş amedi ederdi. Müminler rahat bir şekilde camiye teravihlere gitsinler diye sokaklar temizlenir Ramazanın inceliğine uygun bir nezaketle gönlü temizler gibi bir temizlik alırdı her tarafı. Küçe başlarından çıkmaz sokakların en ücra köşelerine kadar kandiller yakılarak sokaklar aydınlatılırdı. Gündüzün sıcağında ve orucun en kemal zamanında o gayrimüslimler Müslümanlara hürmetsizlik olmasın diye kendileri sokakta bir şey yemedikleri gibi çocuklarının dahi sokakta bir lokma yemesine mani olurlardı. Örneğin deniz sahillerindeki kentlerde dahi zorunlu yemek mekânları kağıtlar veya bezlerle setredilir, camları kapatırlardı. Örneğin mazeret-i şeriye’si olanlar dahi açıktan oruç yemezlerdi. Mesela hassas müminler bir ay boyunca yemek yerlerinde satışlar yapmaz aileleriyle Ramazanın kemaline ulaşmaya çalışırlardı.

Diğer taraftan insanlar sadece ağızlarına değil gözlerine de oruç tuttururlardı. Dillerine de oruç tuttururlardı. Yanlış görmemek ve bakmamak çirkin konuşmamak ve çirkini konuşturmamak için ayrı bir özel zamandı oruç ayı.

Bir başka olurdu eski Ramazanlar. Siz hissederdiniz bir Müslüman beldesinde olduğunuzu. Gayrimüslimler dahi bunu size hissettirirlerdi. Çünkü fethedilmemiş bir belde görmezdiniz İslam diyarındaki bu Ramazan ayında.

Bazen de Ramazan kazaları adı altında orijinal hadiseler olurdu. İnsanlar hem güler hem de mahcup olurdu.

Öyle anlatıyordu eski ramazanları yad eden birisi. İşte böyle bir Ramazan latifesiyle karşılaşırız geçmiş Ramazanların kazaları arasında.

-Samsun sigarası yeni çıkmıştı. Umumiyetle tabakalardaki tütünleri kâğıtlara sararak sigara içerlerdi.

Hasan şehirden yeni gelmişti. Yeni çıkmış Samsun sigarası ile bir oruç gününde köyüne dönmüştü. Biraz da muzipti Hasan. Oruçla arası o kadar da iyi değildi ama oruç tutmadığını da pek kimseye hissettirmezdi. Şehirden aldığı Samsun sigarasını bir güzel tüttürürken içeriye Hüseyin girdi. Bir tarafında öfke diğer tarafında da hayret vardı bakışlarında. Kardeşine kızarak;

-Ulan Haso orucun bozuldu orucun bozuldu. Hemen at onu tövbe istiğfar et dedi.

-Bu sigara orucu bozmaz.

-Neden?

-Hüseyin çünkü bunun arkasında pamuğu var orucu bozmaz der. Masum gönüllü Hüseyin;

-O zaman ver bir tane de ben içeyim der. Ve bir sigarayı da Hüseyin yakar. Tam ikisi odayı dumanlamışken anneleri Hazal içeri girer.

-Porkure porkure ben nasıl evlatlar yetiştirdim. Oruç tutmuyorlar, sigara içiyorlar der ve gönlü incinerek çocuklarına sitemde bulunur. Hüseyin konuşmadan Hasan tekrar atılır;

-Ana bu sigaranın arkası pamukludur orucu bozmuyor der.

-Hadi oradan dolazlar der.

-Emin ol ana öyle diyorlar. Bu ikna edici ve masumiyet kokucu aldatmaya kapılan masum anne;

-O zaman ver bir tane de ben yakayım der bir sigara da anasına yaktırır Hasan.

O gün üçü de orucunu bu şekilde katlederler ve sonradan öğrenirler ki pamuklu veya pamuksuz fark etmez sigara orucu bozar.

Eskiden de oruç yiyen vardı ama açıktan yiyen hiç kimse yoktu.

Güncellenme Tarihi
  • 16 Nisan 2023,
Yazının Adı
Arkasında Pamuk Var Bir Şey Olmaz!