Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Cemaatler Ne Yapıyorlar?

Cemaatler Ne Yapıyorlar?

Son yıllarda ülkemizde dini cemaatler çok tartışılır oldu. Kuruluş amaçları, kendi inanç değerlerini en doğru biçimde yaşamak ve bu değerleri yaymak olan cemaatlerin bu kadar tartışılmasının çok farklı nedenleri var. Bununla birlikte bence gündemde olmalarının temelinde siyasette ve bürokraside etkinliklerini artırmış olmaları yatıyor. Bugün ilginç bir şekilde hem sol hem de sağ siyasi akımları açıktan destekleyen cemaatler var. Lakin siyasi kutuplaşmanın giderek artığı toplumumuzda cemaatlerin siyaset ile anılmaları cemaatlerin varlık nedenleri ile çelişiyormuş algısını güçlendiriyor. Ayrıca siyasi ilişkiler çerçevesinde güçlenmelerine bağlı olarak bürokrasi içinde daha fazla yer aldıkları ya da kadrolaştıkları iddiaları toplumun diğer kesimlerinde rahatsızlık oluşturuyor. Çünkü kadrolaşma kayırmacılığı, kayırmacılık da haksızlığı beraberinde getiriyor.

Öte yandan eleştirilerle karşı karşıya kalmalarına rağmen cemaat mensuplarının sayıları da artıyor. Acaba bu artış sadece dini değerleri yaşamak isteyen insanların sayılarının artmasından mı kaynaklanıyor? Sosyolojik araştırmaların sonuçları bu kanaati desteklemiyor. Tam tersine araştırmalar dindarlık eğiliminin azaldığını ileri sürüyor. O zaman insanlar niçin bir cemaatin parçası olmak istiyorlar?

Post modern felsefe ve sosyoloji ilişkisi üzerine yazdıkları ile haklı bir üne kavuşan Zygmunt Bauman bu soruya “hiçbir zaman tam olarak elde edemeyecekleri güvenceye ulaşabilmek için” şeklinde cevap veriyor. Bauman’a göre insanlar cemaatlerin dışında oldukları zaman sığınınca tüm sorunlarının çözüleceğini düşünerek cemaate sığınmak istiyorlar. Lakin sığındıktan sonra, bu sığınmanın bedelleri olduğunu görüyorlar. Bedellerin birincisi özgürlüğün yitirilmesi, ikincisi cemaat üyeleri ile aynılaşma üçüncüsü de dışarıda kalanlarla bitmek bilmeyen bir kavgaya tutuşulması oluyor.

Bu açıklamayı mantıklı buluyorum. Netice itibari ile insan sosyal bir varlık. Yaşadığı ya da yaşayacağı karmaşık ekonomik ve sosyal sorunların üzerinden gelebilmek için diğer insanlara veya topluluklara ihtiyaç duyuyor. Cemaatler bu sorunların aşılmasında gerçekten de bazı insanlara yardımcı olabiliyorlar. Bu madalyonun olumlu yüzü olarak görülüyor. Diğer yüzü ise ödenecek bedeli gösteriyor. Cemaatlerin amaçlarına ve işleyişlerindeki ilişki düzeyinin yoğunluğuna bağlı olarak üyelerinin yüz yüze oldukları bedeller de farklılık arz edebiliyor.

Cemaatler genellikle mensuplarından yüksek sadakat ve teslimiyet bekliyorlar. Destekleri karşılığında üyelerinin nasıl düşünmesi, nasıl davranması, nasıl yaşamaları gerektiği konularında çerçeveler oluşturuyorlar. Cemaate katılan kişiler zaman içerisinde aynı dili konuşur ve olaylara benzer tepkileri verir hale geliyorlar. Hayata dair hemen her konuda cemaat yöneticilerinin istedikleri gibi tepki gösteriyorlar. Cemaat önderlerinin fikirlerinin doğru olduğuna inanıyorlar. Liderlerinin fikirlerini benimsemedikleri durumlarda bile büyüklerin vardır bir bildikleri düşüncesi ile teslim oluyorlar. Böylelikle hem manevi açıdan ilerlediklerine inanıyorlar hem de cemaatin sağlamış olduğu maddi imkânlardan yararlanmaya devam ediyorlar.

Cemaat içinde bu davranışları sergileyenlerin aslında iyi niyetli oldukları söylenebilir. Onların temel sorunları yüce Allah’ın onlara vermiş olduğu aklı hakkı ile kullanmamalarından kaynaklanıyor. Kendilerine bahşedilen iradeyi başkalarına devrediyorlar. Elbette bu yaptıkları onların Allah’a ve diğer insanlara karşı sorumluluklarını ortadan kaldırmıyor. Lakin onlar, teslimiyetin sağladığı güvenli ortamda kalmayı tercih ediyorlar. Bir de kötü niyetli olanlar var. Onlar gerçekte cemaatlerin değerleri ile uyuşmuyorlar. Gizliden gizliye cemaatin uygun görmediği bir yaşam sürdürüyorlar ama cemaatten sağladıkları faydalardan vazgeçemedikleri için onlar da cemaate sözde teslim oluyorlar.    

Bu aşamada cemaatlerin yöneticileri siyaset ve bürokrasi ile olması gerektiğinden fazla etkileşim içerisine girdiklerinde mensupları da teslimiyet sisteminin sonucu olarak bir gönül dostumun tabiri ile farkında olmadan bindirilmiş kıtalara dönüştürülebiliyorlar. Dolayısı ile asıl amaçları iyiliği yaymak ve insanları kötülükten sakındırmak olan bu kişiler bırakın insanların gönüllerine ulaşmayı tam tersine insanları karşılarına alıyorlar. İslam dininin yanlış anlaşılmasına neden oluyorlar.

Sonuç olarak cemaatler iyiliği yaymak istiyorlarsa öncelikle mensuplarına sağladıkları güven ortamının bedeli olarak mensuplarının özgür düşünce ve hareket etme alanlarını kısıtlamamalıdırlar. Manevi teslimiyetin kullardan oluşan cemaatin önde gelenlerine değil Allah’a olması gerektiğini davranışları ile göstermelidirler. Sonrasında siyaset ile ilişkilerine mesafe koymalıdırlar. Dahası bürokrasi içinde cemaat adına varlıklarını güçlendirmekten uzak durmalıdırlar. Aksi durumda marjinalleşmeye, tartışılmaya ve eleştirilmeye devam edileceklerdir.

Güncellenme Tarihi
  • 31 Mart 2024, 02:26
Yazının Adı
Cemaatler Ne Yapıyorlar?