Aylak aylak gezen, turist rehberliği adı altında tarihi yapılarda karşılaştığı turistlere gerçekle alakasız hikâyeler anlatan Girolamo (kısaltılmış adıyla Gigi), ünlü ve zengin bir hikâye anlatıcısı olur. Eski dostu Momo’yu görünce ona şunları söyler; “…bak, ne hale geldim. İstesem bile artık geri dönemem. Artık geçti. Gigi hep aynı Gigi'dir derdim. Hatırlıyor musun? Ama Gigi aynı kalamadı. Sana şunu söyleyeyim Momo, hayatta en tehlikeli şey, gerçekleşmiş hayallerdir. Hele benimki gibi olursa! Artık hayal edecek hiçbir şeyim kalmadı. Sizlere dönsem bile artık orada hiçbir işe yaramam. Her şeyden bıktım ben.”
Almanya yazar Michael Andreas Helmuth Ende’nin 1973’te yayınlanan fantastik romanı Momo’dan ufak bir alıntıdır bu. Eğer okumadıysanız üzülmeyin, yaşadığınız sürece okuma şansınız var. Yukarda alıntıladığım okurken ilgili çeken ifadelerdendi. Gigi, “hayatta en tehlikeli şey, gerçekleşmiş hayallerdir” , “Artık hayal edecek hiçbir şeyim kalmadı”, “Her şeyden bıktım ben” diyordu. Romanın başlarında hiç gerçekçi hayalleri yokmuş gibi duran Gigi’nin gerçek hayalleri varmış demek. Bir gün ünlü olmak ve uydurduğu hikâyelerin herkes tarafından dinlenilmesi veya okunması ve beğenilmesi. Bu bir şekilde gerçekleşmişti ve o hayalperest Gigi için neredeyse hayatın anlamı bitmiş oldu.
Gigi’yi anladığımız anlar olmuştur hayatımızda. Ben mesela, çok beğendiğim ve yıllarda hayalini kurduğum bir arabanın deneme sürüşü için randevu almıştım bir zamanlar. Çok kısa bir sürüş olmuştu ama kalkıştan itibaren tüm hayallerimin yıkıldığını fark ettim. Aracı almadım bu arada. Beğendiğimi de söyleyemem. Ama araçtan inerken keşke binmeseydim diye düşünmüştüm. Çünkü başka bir hayalim yoktu. Yani o olmadığında başka bir alternatif düşünmemiştim. Tıpkı Gigi gibi belki de saplantı düzeyinde tek hedefim buydu.
Gigi’yi bitiren acaba bir hayale aşkla bağlanmaktı, gözünün ondan başkasını görmemesi ve onu bulunca oluşan durağanlık veya boşluk hissi. Gigi aslında üretken biriydi. Sürekli yeni hikâyeler uydurmak, aynı şey hakkında farklı farklı senaryolar hayal etmek en önemli özelliğiydi. Peki, herkese ulaşınca, çok zengin olunca, herkes tarafında tanınınca sonraki aşama ne olmalıydı? Gigi belki de sonlu bir dünyada hayallerinin sonsuz olacağını düşünmüştü. Hayallerimizin bile bu dünyada bir sonu var. Çok uçuk hayallerin bile bir ömrü var. Belki de yanlış bir hedef koymuştu kendine. Üretmek, daha çok üretmek, daha da çok üretmek, “Bir işi bitirince başka bir işe başlamak (İnşirah-7)” belki de doğru hedef olurdu.