Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Hayata Dair Notlar

Hayata Dair Notlar

“İnsan ruhunu iki şey karartır:

Susulacak yerde konuşmak ve konuşulacak yerde susmak”.

Şeyh Sadi Şirazi

  • Sağlıklı ve gerçek unutmanın gerçekleşmesi için, anlamaya, kabullenmeye, beklenti zengini fakirleşmemeye ve affetmeye ihtiyaç vardır.
  • Gerçeği kendi düşüncelerine uydurmaya çalışarak yaşam döngüsü oluşturan insanların yaşayabileceği her psikolojik bozukluğun özünde olan yalnızlıktır. Çünkü yalnızlık umutsuzluğu umutsuzlukta depresyonu ortaya çıkarır.
  • Bazı insanlar en basit bir duruma aşırı duyusal tepki verirler. Bu aşırı duygusal tepki bazen ağlamak şeklinde bazen ise hiddet şeklinde yaşanır. Her nasıl yaşanırsa yaşansın altında yatan neden derin bir aşağılık duygusudur.
  • Aşırı ve sürekli yaşanan kaygı, aşağılık duygularının en somut duygusal dışavurumlarından birisidir. Belirli amaca, kusursuzluk amacına hizmet eder. Belki de insanoğlunun yaptığı ya da yapacağı en büyük kusur kusursuz olmaya çalışmaktır. Bu süreci doğru yaşamanın en işlevsel yolu hata ile deneyim arasındaki ilişkiyi ya da ayrımı bilmektir.
  • Aşırı kuşku ve uzun süreli kararsızlık, yalnızca zamanın etkin ve işlevsel olarak kullanılmasını engeller. Bu da bireyi zaman kazanmak için zamanı öldüren biri haline getirir. Saatlerce tv. izlemek, saatlerce internete bağlı kalmak, saatlerce oyun oynamak vb. Temel amaç, ağır gelen kendi sorumluluğundan kaçamaktır. Kendi sorumluluğunu alamayan bir insanın özgürleşmesini beklemek hayalciliktir. Çünkü özgürlük, insanın kendi sorumluluğunu alabilme kapasitesidir denebilir.
  • Hayatı “evet-ama” formülü ile yaşamanın sonu birçok davranış bozukluğunun kapısını aralama ile sonuçlanır. Bu formülü kullanmaya devem ederse kapıdan içeri girer ve kapı arkadan kapanır, bağırır sesi duyulmaz el sallar kimse görmez. Bireyi başarıya giden yoldan alı koyan tüm belirtiler bu formülden kaynaklanmaktadır. 
  • İnsan odur ki, insanlar utanmasın ve mahcup olmasın diye kendi ile savaş verir. Bu savaşı kazanmanın tek yolu kendi olmayı başarmaktır. İşte o zaman yani kendi olmayı başardığı zaman kişi kendi ile savaşmak yerine kendi ile barışmaya başlıyor.
  • İnsanları kendi kendilerine sordukları sorulara göre de sınıflamak ve böylece tanımaya çalışmakta artık bir tanıma kriteri olmuştur. Birkaç örnek;
    • Ne yiyeceğini midesine soranlarla cüzdanına soran insanlar.
    • Biri varlıktan diğer ise yokluktan bu akşam ne pişirsek diye soran insanlar.
    • Korkan mısınız? Yoksa uman mısınız?
    • Hayatı kendim için mi yoksa başkaları için mi yaşamalıyım?
  • Bu çağ, birçok isimle kavramsallaştırılabilir. İletişim çağı, hız çağı, bilgi çağı, yüksek teknoloji çağı vb. Sosyal yaşamın temel dinamiklerine dinamit koyan bir anlayışı merkez alarak “hata/yanlış/açık istifleme” çağı olarak da isimlendirilebilir. Sosyal yaşam tarzı bu ifadenin bir sonucu değil yaşam tarzının kendisi bu ifadenin nedenidir.
  • İnsanın insanlardan uzaklaşarak kendini koruması nerdeyse mümkün değil. Teknoloji çağında saklanabilmek mümkün değildir denebilir. İnsanın yeni bir saklanma yöntemi keşfetmesi zorunluluk haline gelmiştir. Günümüz insanın saklanma şekli herkesin ne yaptığını bilecek kadar insana yaklaşmaktır. Amaç açık arama olduğu için insan insana yaklaştıkça aslında ondan oldukça uzaklaştı, uzaklaşma fiziksel olmaktan daha çok duygusal uzaklaşama oldu. Bu döngünün vücut bulmuş şekline “dedikodu” denebilir. Kalabalıklar içinde yalnızlıklar.
  • İnsanlar marketlerden, eczanelerden ve buna benzer yerlerden aldıkları ürünlerin son kullanma tarihlerine bakarlar. Son kullanma tarihi geçmiş olan ürünü almazlar, alırlarsa da geri iade ederler. Bir insanın bir başka insana; eş diğer eşe, patron çalışanına, çalışan patronuna doktor hastasına, hasta doktoruna öğretmen öğrencisine, öğrenci öğretmene, baba oğluna, oğlu babasına vb. söylemesi gereken bir kelime ya da bir cümle vardır. Bu kelimelerin ya da cümlelerin de bir söylenme zamanı vardır. Ben bu süreci “ Kelime ya da cümlelerin söylenme tarihi” olarak ifade ettim. Sözün söylenme tarihi geçince hiçbir etkisi kalmıyor. Boşanmaya karar veren eşine “seni çok seviyorum” dendiğinde belki bu sözü bir gün, bir ay ya da bir yıl önce söyleseydi eş boşanma kararı almazdı. Söz söylenme tarihini geçmiş oldu.

Güncellenme Tarihi
  • 06 Temmuz 2025, 20:17
Yazının Adı
Hayata Dair Notlar