Samuray Kambei Shimada, savunmak için geldiği köyde, köylülerin öncelikle birlikte hareket edebilmeleri konusunda ısrar etmiş ancak inatla bunu kırmaya ve koca köy dururken koruyamayacağını bildiği halde sadece küçük hanesini korumaya çalışan köylülerin bencilliklerini görünce sakin duruşunu bozmasa da bu durumu yerici ifadeler kullanmıştı. Basit bir ifadeyle “sadece kendini düşünen kendi sonunu da hazırlar” demişti. (Akira Kurosawa’nın yönettiği 1954 yapımı Seven Samurai filminden bir alıntıdır). Üzerinde kısa süre düşünüldüğünde anlaşılabilecek bir tespitti bu. Hele hele yerleşik olarak yaşıyor ve yeriniz, tarlanız, işiniz belli ise.
Geçen haftalarda Tıpta Uzmanlık Sınavı sonuçları açıklandı. Öğrencilik yıllarımızdaki konjonktür farklı olduğu için şu bölümü kazanmak çok zor, şu bölüm kolay gibi bir açıklamaya girmeyeceğim. Çünkü bir gecede herhangi bir klinik branş insanların gözünden düşebiliyor veya yaşanan birkaç hadise bir branşın kıymetini artırabiliyor. Tıpta Uzmanlık Sınavı tercihlerinde uzun süredir devam eden bir eğilim var ki, bu da hekim kalabalığı gibi tek başına hareket etmeye meyilli insanlar için doğal görünmektedir.
Nedir bu eğilim? Hepimizin malumu olan riskli branş olarak ifade edilen bölümlerin tercih edilmemesi veya az tercih edilmesi. Nedir bu risk? En başta medikolegal riskler, şiddet ve iş yükü bu tercihleri etkileyen önemli unsurlar. Çoğu hekim hem iyi para kazanabileceği hem rahat çalışabileceği, bayramlarda ailesi ile geçirebileceği bölümleri tercih etme eğilimi gösteriyor. Kimisi de bunu başarıyor.
Dün akşam da çok sevdiğim bir çocuk cerrahı arkadaşım bir paylaşım yapmıştı. Mealen, çocuk cerrahı sayımız gittikçe azalıyor, bu bölümlere sahip çıkılmalı, ben istediğim zaman bir cerraha ulaşabilirim ama halk ulaşamayacak, bu konuda elimizden geleni yapmalıyız diyordu. Sevgili kardeşim, bu konuda elimizden geleni yapmalıyız, ama nasıl?
Benim dönem arkadaşlarımın önemli bir kısmı cerrahi veya dahili branşlarda uzman hekim olarak çalışıyor. Dolasıyla Kambei Shimda’nın dediği gibi ben şimdi sadece kendimi düşünecek olsam, evet, istediğim branşta bir hekime ulaşmakta zorlanmıyorum. Ancak mezuniyetimin üzerinden çok uzun yıllar geçti ve durum oldukça değişti. Yeni mezun hekimler ilerde benim bu bencilce ifadelerimi bile kullanamayacak gibi gözüküyor, çünkü kendi dönem arkadaşlarında bu branşlarda eğitim almak için giden hekim sayısı oldukça düşük.
Sonuç? Şu an yaşadığım il dahil birçok şehirde hekimler, muayene için gittiği hekime muayene ücreti ödüyor, ulaşmakta zorlanıyor, randevu bulamıyor. Tabi bunda özel hastane kapitalist yöneticiliği de etkilidir. Öğrencilik yıllarımda annemi veya babamı randevu alıp götürdüğüm için fırça yemişliğim vardır bu arada, bunu da ekleyeyim. Çünkü birbirine bakmak hekimlerin mezun olurken birbirine verdiği bir sözdür.
Tabi hekim de bir insan olarak yaşamayı ve hatta mümkünse düzenli yaşamayı tercih ediyor. Bu nedenle de tercihlerini bu yönde yapıyor. Ayrıca kimse daha lisedeyken bu insanlara hekimliğin bir konfor alanı olmadığını söylemiyor. Bunu fark edince de doğal olarak konforlu işler daha cazip geliyor.
E, tabi bu durum biz hekimlerin de doğal olarak ilerde bakım ihtiyacı olduğunda zorlanmalarına ne olacak gibi duruyor.