Saygı nedir? Nasıl oluşur? “Bana saygı duymalısın” ifadesi muhatabımızdan saygı görmemiz için yeterli midir? Saygı görmek için bazı başarılar elde etmek ya da bazı süreçleri tamamlamak ya da bazı unvanlar almak mı gerekir? Saygı görmek aktif bir eylem midir? Yoksa muhatabımızın kültürel, insani ve ahlaki değerleri de “saygı görmek” için önemli midir?
ATUDER’in ortak düzenlediği WACEM 2023 kongresine katıldığım arkadaşlarımın ve orada tanıştığım bazı hekimlerin “insanların kendilerine daha az saygı duyduğundan” yakındığına şahit oldum. Peki insanlar neye saygı duyar?
Tevafuk, o sıralar Jose Saramago’nun Körlük adlı romanını okuyordum. Ani görme kaybı ile bir göz doktorunun muayenehanesine başvuran bir hasta, acil olduğunu düşünülerek bekleme salonundaki diğer hastalardan daha önce muayeneye alındı. Bekleme salonundakiler medeni bir topluma yakışmayacak şekilde bu olaya sitem ettiler. Ancak bir süre düşünüp doktorun kendilerini daha çok bekletmesinden korkarak bu duruma sessiz kalmaya karar verdiler.
Sağlıkta şiddet olaylarını biraz incelersek çoğunun altında önce saygı gibi gözüken bir pragmatizm sonrasında istediğini elde edememenin verdiği bir hiddetin yer aldığını görürüz. Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi çoğu genç hekim artık hastalarla günler, aylar hatta yıllar süren bir “hasta takip etme” ilişkisi olmayan, hatta mümkünse hiç hasta görmeyen(!) branşları seçme eğiliminde. Hastalarda daha az ilişki ve diyalog, onlara daha az şey verebilme potansiyeli demektir. Hastaların isteyecekleri ve elde edebilecekleri şeyler daha az olduğu için de saygı görünümlü pragmatik davranışlar da azalır.
Ha bir de şu kapıda bekleme durumu var. Polikliniklerde hastalar muayene odalarına tek tek alınıyor, yani en azından bu amaçla odaların kapıları var. Bu kapılar birçok yerde dışardan açılamayan, içerden düğme ile açılan manyetik kilit sistemleri ile süslendiriliyor! Tabi ki kozmetik amaçlı değil. Güvenlik ve mahremiyeti koruma amaçlı. Rotasyonların poliklinik yapmış biri olarak kapalı kapının hemen dışında size söven bir insanın karşınıza gelince saygılı(!) davranmasının oldukça ilginç bir deneyim olduğunu söylemek isterim.
Kısaca, önce ne istediğimizi ve ne yaptığımızı bilip kendimize ve yaptığımız işe saygı duymamız gerekiyor. Erich Fromm’un ve Cengiz Aytmatov’un sevgi için söylediğini biz de saygı için modifiye edebiliriz. Saygı görmek, emek ister.