Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Toplumsal Söylemlerin Toplumsal Yaşama Olan Yansımaları

Toplumsal Söylemlerin Toplumsal Yaşama Olan Yansımaları

İnsan hayatı anlamlandırmadan yaşayamaz. Başka bir deyişle insan belirsizliğe tahammül edemeyen bir varlıktır. Belirsizliğin oluşturduğu psikolojik baskının yaşanma şekli ise kaygıdır. Bu duygu kişinin zaman ve enerjisini boşuna tüketmemesine neden olmaktadır. Bu baskıdan kurtulmak isteyen insan yaşadıklarına bir anlam verebilmek için eylemler gerçekleştirmiş ve bu eylemleri sözel olarak yeni kuşaklara aktarmıştır. Bu aktarımların her birinin etkin ve işlevsel olduğunu söylemek sanırım doğru olmaz. İyi niyetle ya da art niyetle söylenmiş bu sözlerin bir toplumun yaşam tarzında ne kadar etkin olduğu artık kabul edilen bir gerçekliktir. Bu söylemlerden bazıları aşağıda verilmiştir. Her birinin toplumsal bellekte oluşturduğu düşünce, duygu ve davranış kalıplarını ayrı ayrı ele almak gerekir. Bu yazıda bunlardan birkaç tanesinin yaşam tarzımızı nasıl şekillendirdiğine ilişkin bir örnek vererek yetineceğim.

“Ağlamayan kuzuya ekmek (mama) yok.”, “İnceldiği yerden kopsun.” gibi söylemler son olarak “Türk gibi başla Alman gibi bitir.” Sözüne dönüştü. Bu hangi davranışları ya da yaşam tarzını ortaya çıkarmaya etkin olan faktörlerden birine dönüştü? Çok kolay erteleyen ve çok kolay vazgeçen bir yaşam tarzına dönüştü. Bir amaca ulaşmak için çalışmak yerine, elimizden geleni yapmak yerine, sabırla ve şükürle tahammülümüz ölçüsünde savaşmak yerine, şikâyet, eleştiri ve suçlama temel başa çıkma yöntemleri haline geldi. Ama eğer “AĞLAMAYAN kuzuya mama yok” yerine “ÇALIŞMAYAN kuzuya mama yok” deseydik ve bu söylemle büyütülseydik sanırım bugün her şeyden ve herkesten bu kadar şikâyet eden, eleştiren ve suçlayan bireyler olmazdık.

Biz ilkokula başladığımızda tüme varım yöntemi ve ses temelli anlayış yerine harf temelli bir anlayış ile okuma ve yazmayı öğrendik. Yani önce harflere, sonra hecelere, daha sonra kelimelere ve en son olarak da cümleye ulaşabildik. Her bir harfin öğretilmesi için de öğretmenlerimiz “Fiş”ler hazırladı. “U” harfini öğrenmek için o dönem öğretmenlerinin yazdığı fiş “ Uyu uyu yat uyu” şeklindeydi. Fiş bize daha doğrusu o dönem çocuklarına sadece “U” harfini öğretmekle kalmadı uyu uyu yat uyu telkinini de bilinçaltımıza yerleştirdi. Herkes uyuyacak kaygısı yerleşince bu defa “U” harfi “uyuyan bir milleti” uyandırma çabasıymış gibi “Uyan Ufuk uyan”  şeklinde yazıldı. Çocukların okuma yazmayı öğrenmek için kullanılan “Fiş” ler “Oya ip atla” yerine “Oya arkadaşına güven” olabilir miydi? 

Bu bağlamda aşağıda yer alan sözlerin hayatımıza neler kattığını ve neleri alıp gittiğini düşünmek, yeni ve daha işlevsel söylem ve eylemler geliştirmek dileğiyle. Örneğin: İnceldiği yerden kopmasın. “İnceldiği yerden kaynasın.” Kaynasın ki boşanmalar bu kadar fazla olmasın. İnceldiği yerden kopsun anlayışı insana ya kaçmayı ya da kaçınmayı öğretir. Sanırım bize de bunu öğretti…

Hep birlikte bu sözlerin yerine yeni söylemler bulalım. İki örnek ile başladık. Bunu hep birlikte yapalım ne dersiniz.                                                 

Toplumsal Söylemlerimiz

Böyle Söyleseydik nasıl Olurdu?

Ağlamayan kuzuya ekmek(mama) yok.                                                             

Çalışmayan kuzuya mama yok.

İnceldiği yerden kopsun.

İnceldiği yerden kaynasın

Kol kırılır yen içinde kalır.

 

Kan kusarsın kızılcık şerbeti içtim dersin.

 

Babana dahi güvenme.

 

Sana güveniyorum fakat etrafa

(topluma) güvenmiyorum.

 

Düşene bir tekme de sen vur.

 

Eve lazım olan camiye haramdır.

 

Uyu uyu yat uyu.

 

Acıma acınacak hale düşersin.

 

Düşmanımın düşmanı benim dostumdur.

 

Bir çiçekle yaz olmaz (gelmez).

 

Umut, fakirin (garibin) ekmeğidir.

 

Ağaca dayanma kurur insana dayanma ölür.

 

Türk gibi başla Alman gibi bitir.

 

Güncellenme Tarihi
  • 20 Temmuz 2025, 09:00
Yazının Adı
Toplumsal Söylemlerin Toplumsal Yaşama Olan Yansımaları