Email
Twitter
WhatsApp
İnstagram

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

İLETİŞİM

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF!

İyiliğe Karşı Olan Her Şeye MUHALİF !

Üniversite Sınavı Yaklaşırken

Üniversite Sınavı Yaklaşırken

 

Bu yıl oğlum üniversite sınavına hazırlandığı için sınava hazırlanan öğrencileri ve velilerini daha yakından gözlemleme fırsatım oluyor. Dolayısıyla bazı tespitler yapma imkânı buluyorum. Bu kapsamda kendimce öne çıktığını düşündüğüm üç konu üzerinde derinlemesine düşünmeye başladım.

İrdelediğim ilk konu sınav sistemimiz. Teorik olarak ele alınınca makul bir seçme ve yerleştirme sınavımız var gibi görünüyor. Lakin işleyişe odaklandığımız vakit evlatlarımız için hayat memat meselesine dönüştürdüğümüz bir sistem ile yüzleşiyoruz. Onları başarılı olamadıkları takdirde hayatlarının kararacağına inandırdığımız bir cenderenin içine itiyoruz. Sistemle birlikte hayatı bir sınava indirgeyip hayat boyu öğrenebileceklerini ve kendilerini geliştirebileceklerini onlara anlatmıyoruz.

Öğrenmeyi göz ardı eden bir yaklaşımız var. Çocuklarımızı sadece bilgi edinmeye zorluyoruz. Bilgi edinmenin öğrenmenin ilk aşaması olduğunu unutmuş gibi davranıyoruz. Bilginin; yorumlanmadan, sınanmadan, uygulanmadan ve hayata yansıtılmadan öğrenildiğini varsayıyoruz. Çok yanılıyoruz. Fikri gelişimlerini sağlayabilecek bir ortam sunmuyoruz. Tam tersine kendi ellerimizle onların düşünce ufuklarına sınır çiziyoruz. Yetişkinler olarak gençlerimizi maruz bıraktığımız bu sistemden kesinlikle biz sorumluyuz.  

Üzerinde düşündüğüm ikinci konu öğrencilerimizin okula dair algıları. Öğrenciler sınavlarda doğru ve hızlı soru çözmenin dışında başka bir ölçütün gözetilmediğini düşünüyorlar. Performans artırma odaklı sınav sistemi nedeniyle uzun saatler boyunca okullarda ya da dershanelerde tutulduklarını belirtiyorlar. Bu durumun öğrenmeye engel olduğunu ve kendilerini sosyal hayattan kopardığına inanıyorlar. Okulu bir nezarethane ya da hapishaneye benzetiyorlar.

Bu yönü ile öğrencilerin okula bakış açıları Lübnan asıllı Amerikalı yazar Nassim Nicholas Taleb ve onun gibi düşünenler ile örtüşüyor. Taleb ‘Siyah Kuğu: Olasılıksız Görünenin Etkisi’ kitabında okulları yüksek korunaklı hapishanelere benzeterek öğrenmenin mevcut okul sistemi ile gerçekleşemeyeceğini savunanlardan. Geldiğimiz noktada açıkçası bu bakış açısına çok yakın duruyorum. Hele önümüzde Finlandiya örneği dururken. Finlandiya’da okulda geçirilen süre daha azken ve neredeyse lise sona kadar hiç sınav yokken tüm dünyanın takdir ettiği bir başarıya ulaşılmış. Fark, bilgi aktarmanın yerine öğrenmenin öne çıkarılması ile sağlanmış. İmreniyorum!

Değerlendirdiğim üçüncü konu bazı velilerin hırsları nedeniyle çocuklarının isteklerini ve kabiliyetlerini göz ardı eden yaklaşımları. Anne babalar olarak her zaman evlatlarımızın iyiliğini düşünüyor ve o doğrultuda hareket ediyoruz. Lakin bu tavrımız çocukların hayattan beklentileri ile örtüşmeyince zaten zorlu bir dönem geçiren çocuklarımız için çekilmez bir hal alıyor.

Örneğin bazı veliler başarısız gördükleri için ya da daha iyi sonuçlar alsınlar diye çocuklarına özel olarak matematik dersleri aldırıyorlar. Çocuklarının bu yönde bir talebi yoksa hele yeteneği de yoksa ortaya çıkan durum hem çocuk hem veli için kâbusa dönüşebiliyor. Neticede atalarımızın söylediği üzere gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtıyor ya baş. Hâlbuki çocuğun istediği ve becerilerini geliştirebileceği alanlarda bu dersler aldırılsa çocuğun gelişimine daha anlamlı katkı sağlanabilir. Böylelikle çocuğun temel yetenekleri geliştirilebilir. Aslına bakarsanız Osmanlı İmparatorluğu’nun yükseliş döneminde nitelikli idareci yetiştirmek için kurulan Enderun Mektebi’ni bu açıdan tekrar inceleyebiliriz. Enderun Mektebi’nin ‘burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz’ bakış açısı çocuklarımızı fıtratları, beklentileri ve kabiliyetleri üzerinden hayata hazırlamamız gerektiğini salık veriyor.

Sonuç olarak hepimiz çocuklarımızı bir sınava ya da başarıya bağlı olmaksızın seviyoruz. Tam da olması gerektiği gibi! Bununla birlikte onların sağlıklı, mutlu ve başarılı bireyler olmasını arzu etmemiz de çok doğal. Bu arzularımıza ulaşabilmenin temel araçlarından birisi eğitim. O nedenle eğitim ve sınav sistemimizi geliştirebilmek için işi sadece uzmanlara bırakmadan veliler olarak bizlerde yeni şeyler söyleyebilmek için düşünmeye başlamalıyız.

Güncellenme Tarihi
  • 16 Nisan 2023,
Yazının Adı
Üniversite Sınavı Yaklaşırken