Türkiye’de kömür madeni damarlarını bulan Uzun Mehmet’in doğduğu, kömür uğruna öldürüldüğü, maden göçük kazalarının yüreğimizi dağladığı hüzünlü bir kenttir Zonguldak.
Kömür işletmeleri hem can damarı olmuş şehrin hem de yüzlerce cana mal olmuş
Kara Elması, Uzun Mehmet bulmuş, İstanbul’da askerdeyken subaylarının; ‘en büyük vatani göreviniz kömür bulmaktadır’ sözlerini hiç unutmayıp bulup subaylarına, Zonguldak’tan İstanbul’a yürüyerek götürmüş. Padişah çok sevinmiş, ikramiye vermiş, aylık bağlamış ama kötülük yerinde durur mu? Ereğlili İsmail Ağa çok kıskanmış; ben bulamam da o nasıl bulur diye, öldürtüvermiş adamlarına. İlk kara elmas şehidi diye anılıyor Uzun Mehmet.
Özal zamanı bizler için unutulmaz bir zaman. Dünyanın sayılı işçi direnişlerinden biri de yine o dönemde Zonguldak’ta başlamış, ağır şartlarda çok az paraya çalışan işçiler için Sendika % 500 ün üzerinde zam istemiş, saf başbakanımız Yıldırım Akbulut olmaz demiş; Cumhurbaşkanı Özal; İşçiler Ocak soğuğunda ailelerini de yanlarına kattılar, Ankara’ya yürümeye başladılar. Durdurdular, durmadılar, 120 km yürüdüler sonunda % 350 zama sendika anlaştı geri döndüler işçiler. Özal korktu maden işçilerinden, hemen kömür işletmelerini böldü parçaladı yönetti, güçlerini yok etti... Soma’da hükümetin bir görevlisinin, göçükte yitirdikleri arkadaşları için birkaç kelime eden maden işçisini tekme tokat dövdüğü sahneler hafızalarımızdan silinmesin hiç... Ya da göçükten kurtarılan işçinin, üstüm çok kirli, sedyeyi kirleteceğim kaygısını...
En ağır emek, en elleri öpülesi emekçiler...
Zonguldak çok güzel bir şehir. Gökgöl mağarası mağarıcılığı bizlere çok güzel tanıtıyor. Mendireğin içinde bir enstalasyon çalışması vardı; poyraz tüm pet şişeleri getirip mendireğin içine bırakmış gitmiş. Orada öyle durup dururlar. Balıkçı barınağında çay içerken; balıkçılar konuşurken duydum; İstanbul Boğazını temizleyen tekneler gelecekmiş, pet şişeler temizlenecekmiş...Hay ağzına yandığımın; ağ kepçelerinizle temizleyemiyor musunuz şu plastikleri?? Atatürk, Zonguldak’ı denizden ziyaret etmiş, ona çiçek veren kız çocuğunun heykeli var, çiçeği kopmuş...
Biraz tembellik çökmüş ölü toprağı serilmiş üstümüze. İsmet İnönü’nün Zonguldak sahilindeki heykelinin altında yazdığı gibi; “bir ülkede namussuzlar kadar namuslular da cesur olmadıkça o ülkede kurtuluş zordur.” Kurtulmamız, ölü toprağını atmamız lazım üstümüzden...